Unver
Site Yöneticisi
Kayıt: Aug 12, 2010
İletiler: 22
|
Kıyamet Günü ile ilgili bütün
Kuranı Kerim Ayetleri
Bakara
(85) Ama siz, birbirinizi öldüren, içinizden bir kesime karşı kötülük ve zulümde yardımlaşarak; size haram olduğu halde onları yurtlarından çıkaran, size esir olarak geldiklerinde ise, fidye verip kendilerini kurtaran kimselersiniz. Yoksa siz Kitab'ın (Tevrat'ın) bir kısmına inanıp, bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? Artık sizden bunu yapanın cezası, dünya hayatında rezil olmaktan başka bir şey değildir. kıyamet gününde ise onlar azabın en şiddetlisine uğratılırlar. Çünkü ALLAH yaptıklarınızdan habersiz değildir.
Bakara
(174) ALLAH'ın indirdiği kitaptan bir kısmını gizleyip onu az bir bedel ile değişenler (var ya); işte onlar karınlarına ateşten başka bir şey doldurmuyorlar. kıyamet günü ALLAH onlarla ne konuşacak, ne de onları arıtacaktır. Onlar için elem dolu bir azap vardır.
Bakara
(212) İnkar edenlere dünya hayatı süslü gösterildi. Onlar iman edenlerle alay etmektedirler. ALLAH'a karşı gelmekten sakınanlar ise, kıyamet günü bunların üstündedir. ALLAH dilediğine hesapsız rızık verir.
Bakara
(254) Ey iman edenler! Hiçbir alış verişin, hiçbir dostluğun ve hiçbir şefaatin olmadığı kıyamet günü gelmeden önce, size rızık olarak verdiklerimizden ALLAH yolunda harcayın. İnkar edenler ise zalimlerin ta kendileridir.
Al-i İmran
(55) Hani ALLAH şöyle buyurmuştu: "Ey İsa! Şüphesiz, senin hayatına ben son vereceğim. Seni kendime yükselteceğim. Seni inkar edenlerden kurtararak temizleyeceğim ve sana uyanları kıyamete kadar küfre sapanların üstünde tutacağım. Sonra dönüşünüz yalnızca banadır. Ayrılığa düştüğünüz şeyler hakkında aranızda ben hükmedeceğim."
Al-i İmran
(77) Şüphesiz, ALLAH'a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir karşılığa değişenler var ya, işte onların ahirette bir payı yoktur. ALLAH kıyamet günü onlarla konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temizlemeyecektir. Onlar için elem dolu bir azap vardır.
Al-i İmran
(161) Hiçbir peygamberin emanete hıyanet etmesi düşünülemez. Kim hıyanet ederse, kıyamet günü, hıyanet ettiği şeyle birlikte gelir. Sonra da hiçbir haksızlığa uğratılmaksızın herkese kazandığının karşılığı tastamam ödenir.
Al-i İmran
(180) ALLAH'ın kendilerine lütfundan verdiği nimetlerde cimrilik edenler, bunun, kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Hayır! O kendileri için bir şerdir. Cimrilik ettikleri şey kıyamet gününde boyunlarına dolanacaktır. Göklerin ve yerin mirası ALLAH'ındır. ALLAH yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.
Al-i İmran
(185) Her canlı ölümü tadacaktır. Ancak kıyamet günü yaptıklarınızın karşılığı size tastamam verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete sokulursa gerçekten kurtuluşa ermiştir. Dünya hayatı, aldatıcı metadan başka bir şey değildir.
Al-i İmran
(194) "Rabbimiz! Peygamberlerin aracılığı ile bize vadettiklerini ver bize. kıyamet günü bizi rezil etme. Şüphesiz sen, vadinden dönmezsin."
Nisa
(42) O kıyamet günü, ALLAH'ı inkar edip Peygamber'e isyan edenler, yer yarılıp içine girmiş olmayı isterler ve ALLAH'tan hiçbir söz gizleyemezler.
Nisa
(87) ALLAH kendisinden başka hiçbir ilah olmayandır. Andolsun sizi kıyamet gününde mutlaka bir araya toplayacaktır. Bunda asla şüphe yoktur. Kimdir sözü ALLAH'ınkinden daha doğru olan?
Nisa
(109) İşte siz öyle kimselersiniz (ki, diyelim) dünya hayatında onları savundunuz. Ya kıyamet günü onları ALLAH'a karşı kim savunacak, yahut kim onlara vekil olacak?
Nisa
(141) Onlar sizi gözetleyip duran kimselerdir. Eğer ALLAH tarafından size bir fetih (zafer) nasip olursa, "Biz sizinle beraber değil miydik?" derler. Şayet kâfirlerin (zaferden) bir payı olursa, "Size üstünlük sağlayıp sizi mü'minlerden korumadık mı?" derler. ALLAH, kıyamet günü aranızda hükmünü verecektir. ALLAH, mü'minlerin aleyhine kâfirlere hiçbir yol vermeyecektir.
Nisa
(159) Kitab ehlinden hiç kimse yoktur ki ölümünden önce, ona (İsa'ya) iman edecek olmasın. kıyamet günü o (İsa) onların aleyhine şahit olacaktır.
Maide
(14) "Biz hıristiyanız" diyenlerden de sağlam söz almıştık. Ama onlar da akıllarından çıkarmamaları istenen şeylerden önemli bir kısmını unuttular. Bu sebeple biz de aralarına kıyamet gününe kadar sürecek düşmanlık ve kini salıverdik. ALLAH ne yapmakta olduklarını onlara bildirecek!
Maide
(36) Şüphesiz yeryüzünde olanların hepsi ve yanında bir o kadarı daha kendilerinin (kafirlerin) olsa da onu kıyamet gününün azabından kurtulmak için fidye verecek olsalar onlardan yine kabul edilmez. Onlara elem dolu bir azap vardır.
Maide
(64) Bir de Yahudiler, "ALLAH'ın eli bağlıdır" dediler. Söylediklerinden ötürü kendi elleri bağlansın ve lanete uğrasınlar! Hayır, onun iki eli de açıktır, dilediği gibi verir. Andolsun, sana Rabbinden indirilen (Kur'an) onlardan birçoğunun azgınlık ve küfrünü artıracaktır. Biz onların arasına kıyamete kadar düşmanlık ve kin saldık. Her ne zaman savaş için bir ateş yakmışlarsa ALLAH onu söndürmüştür. Onlar yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya çalışırlar. ALLAH bozguncuları sevmez.
Maide
(116) ALLAH kıyamet günü şöyle diyecek: "Ey Meryem oğlu İsa! Sen mi insanlara ALLAH'ı bırakarak beni ve anamı iki ilah edinin dedin?" İsa da şöyle diyecek: "Seni bütün eksikliklerden uzak tutarım. Hakkım olmayan bir şeyi söylemem benim için söz konusu olamaz. Eğer ben onu söylemiş olsaydım elbette sen bunu bilirdin. Sen benim içimde olanı bilirsin, ama ben sende olanı bilemem. Şüphesiz ki yalnızca sen gaybları hakkıyla bilensin."
Enam
(40) (Ey Muhammed!) De ki: "Söyleyin bakalım. Acaba size ALLAH'ın azabı gelse veya size kıyamet saati gelip çatsa (böyle bir durumda) siz ALLAH'tan başkasını mı çağırırsınız? Eğer (putların size yararı dokunduğu iddianızda) doğru söyleyenlerseniz (haydi onları yardıma çağırın).
Enam
(12) De ki: "Şu göklerdekiler ve yerdekiler kimindir?" "ALLAH'ındır" de. O merhamet etmeyi kendine gerekli kıldı. Andolsun sizi mutlaka kıyamet gününe toplayacak. Bunda hiç şüphe yok. Kendilerini ziyana uğratanlar var ya, işte onlar inanmazlar.
Araf
(172) Hani Rabbin (ezelde) Ademoğullarının sulplerinden zürriyetlerini almış, onları kendilerine karşı şahit tutarak, "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" demişti. Onlar da, "Evet, şahit olduk (ki Rabbimizsin)" demişlerdi. Böyle yapmamız kıyamet günü, "Biz bundan habersizdik" dememeniz içindir.
Araf
(167) Hani Rabbin, elbette kıyamet gününe kadar onlara azabın en kötüsünü tattıracak kimseleri göndereceğini bildirmişti. Şüphesiz Rabbin, elbette cezayı çabuk verendir. Şüphesiz O çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
Araf
(32) De ki: "ALLAH'ın, kulları için yarattığı zîneti ve temiz rızkı kim haram kılmış?" De ki: "Bunlar, dünya hayatında mü'minler içindir. kıyamet gününde ise yalnız onlara özgüdür. İşte bilen bir topluluk için âyetleri, ayrı ayrı açıklıyoruz."
Araf
(187) Sana kıyametin ne zaman kopacağını soruyorlar. De ki: "Onun bilgisi ancak Rabbimin katındadır. Onu vaktinde ancak O (ALLAH) ortaya çıkaracaktır. O göklere de, yere de ağır basmıştır. O size ancak ansızın gelecektir." Sanki senin ondan haberin varmış gibi sana soruyorlar. De ki: "Onun bilgisi sadece ALLAH katındadır. Fakat insanların çoğu bilmiyorlar."
Yunus
(93) Andolsun, biz İsrailoğullarını çok güzel bir yurda yerleştirdik ve onlara temiz rızıklar verdik. Kendilerine bilgi gelinceye kadar ayrılığa düşmediler. Şüphesiz ki, ayrılığa düşmüş oldukları şeyler hakkında Rabbin kıyamet günü aralarında hükmünü verecektir.
Yunus
(60) ALLAH'a karşı yalan uyduranların, kıyamet günü hakkındaki zanları nedir? Şüphesiz ALLAH insanlara karşı çok lütufkârdır, fakat onların çoğu (O'nun nimetlerine) şükretmezler.
Hud
(60) Onlar, hem bu dünyada, hem de kıyamet gününde lanete uğratıldılar. Biliniz ki Âd kavmi, Rablerini inkâr etti. (Yine) biliniz ki Hûd'un kavmi Âd ALLAH'ın rahmetinden uzaklaştı.
Hud
(98) Firavun, kıyamet gününde kavminin önüne geçecek ve onları ateşe götürecektir. Ne kötü varış yeridir orası!
Hud
(99) Onlar, hem bu dünyada, hem de kıyamet gününde lanete uğratıldılar. Ne kötü destektir onlara verilen destek!
Yusuf
(107) Yoksa ALLAH tarafından kendilerini kuşatacak bir azabın gelmeyeceğinden veya onlar farkında olmadan kıyametin ansızın gelip çatmayacağından emin mi oldular?
Hicr
(85) Biz gökleri, yeri ve her ikisi arasında bulunanları ancak hakka ve hikmete uygun olarak yarattık. kıyamet günü mutlaka gelecektir. Sen şimdi güzel bir şekilde hoşgörü ile muamele et.
Nahl
(25) Böylece kıyamet gününde kendi günahlarını tam olarak, bilgisizce saptırdıkları kimselerin günahlarının da bir kısmını yüklenirler. Dikkat et, yüklendikleri ne kötüdür.
Nahl
(27) Sonra kıyamet günü ALLAH onları rezil edecek ve diyecek ki: "Uğrunda mücadele ettiğiniz ortaklarım nerede?!" kendilerine ilim verilenler ise şöyle derler: "Şüphesiz bugün rezillik, aşağılık ve kötülük kafirlerin üzerinedir."
Nahl
(77) Göklerin ve yerin gaybı ALLAH'a aittir. kıyamet'in kopması bir göz kırpması gibi veya daha az bir zamandır. Şüphesiz ALLAH her şeye hakkıyla gücü yetendir.
Nahl
(84) kıyamet günü her ümmetten bir şahit göndereceğiz; sonra inkar edenlere ne (özür dilemeleri için) izin verilecek, ne de ALLAH'ın rızasını kazandıracak amelleri işleme istekleri kabul edilecek.
Nahl
(92) Bir topluluk diğer bir topluluktan daha (güçlü ve) çoktur diye yeminlerinizi aranızda bir hile ve fesat sebebi yaparak, ipliğini iyice eğirip büktükten sonra (tekrar) çözüp bozan kadın gibi olmayın. ALLAH bununla sizi ancak imtihan eder. Hakkında ayrılığa düştüğünüz şeyleri kıyamet günü size elbette açıklayacaktır.
Nahl
(124) Cumartesi gününe saygı, ancak onda görüş ayrılığına düşenlere farz kılındı. Şüphesiz Rabbin, ayrılığa düşmekte oldukları şeyler konusunda kıyamet günü aralarında hüküm verecektir.
İsra
(13) Her insanın amelini boynuna yükledik. kıyamet günü kendisine, açılmış olarak karşılaşacağı bir kitap çıkaracağız.
İsra
(58) Ne kadar memleket varsa hepsini kıyamet gününden önce ya helak edeceğiz, ya da şiddetli bir azapla cezalandıracağız. İşte bu, Kitap'ta (Levh-i Mahfuz'da) yazılmış bulunuyor.
İsra
(62) Yine demişti ki: "Benden üstün tuttuğun kişi bu mu, söyler misin? Andolsun eğer beni kıyamete kadar ertelersen, onun soyunu, pek azı hariç, (azdırarak) kontrolüm altına alacağım."
İsra
(97) ALLAH kimi doğru yola iletirse işte o, doğru yolu bulmuştur. Kimi de saptırırsa böyleleri için O'nun dışında dostlar bulamazsın. Onları kıyamet günü körler, dilsizler ve sağırlar olarak yüzüstü haşredeceğiz. Varacakları yer cehennemdir. Cehennemin ateşi dindikçe, onlara çılgın ateşi artırırız.
Kehf
(21) Böylece biz, (insanları) onların halinden haberdar ettik ki, ALLAH'ın va'dinin hak olduğunu ve kıyametin gerçekleşmesinde de hiçbir şüphe olmadığını bilsinler. Hani onlar (olayın mucizevi tarafını ve asıl hikmetini bırakmışlar da) aralarında onların durumunu tartışıyorlardı. (Bazıları)forum.vatan.tc "Onların üstüne bir bina yapın, Rableri onların halini daha iyi bilir" dediler. Duruma hakim olanlar ise, "Üzerlerine mutlaka bir mescit yapacağız" dediler.
Kehf
(105) Onlar, Rab'lerinin âyetlerini ve O'na kavuşacaklarını inkar eden, böylece amelleri boşa çıkan, o yüzden de kıyamet gününde amelleri için bir terazi kurmayacağımız kimselerdir.
Meryem
(75) (Ey Muhammed!) De ki: "Kim sapıklık içinde ise Rahmân onlara, istenildiği kadar süre versin! Nihayet kendilerine vaad olunan azabı, ya da kıyameti gördüklerinde kimin yeri daha kötüymüş, kimin taraftarları daha zayıfmış bilecekler.
Meryem
(95) Onlar(ın her biri) kıyamet günü O'na tek başına gelecektir.
Ta Ha
(100) Kim ondan yüz çevirirse şüphesiz ki o, kıyamet gününde ağır bir günah yükü yüklenecektir.
Ta Ha
(124) "Her kim de benim zikrimden (Kur'an'dan) yüz çevirirse mutlaka ona dar bir geçim vardır. Bir de onu kıyamet gününde kör olarak haşrederiz."
Enbiya
(47) kıyamet günü için adalet terazileri kuracağız. Öyle ki hiçbir kimseye zerre kadar zulmedilmeyecek. (Yapılan iş) bir hardal tanesi ağırlığınca da olsa, onu getirip ortaya koyacağız. Hesap görücü olarak biz yeteriz.
Enbiya
(49) Onlar, görmedikleri halde Rablerinden içten içe korkarlar. Onlar kıyamet gününden de korkarlar.
Hac
(1) Ey insanlar! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Çünkü kıyamet sarsıntısı çok büyük bir şeydir.
Hac
(7) Çünkü kıyamet muhakkak gelecektir. Onda hiçbir şüphe yoktur ve şüphesiz ALLAH kabirdeki kimseleri diriltecektir.
Hac
(9) İnsanlardan öylesi de vardır ki, ne bir ilmi, ne bir yol göstericisi, ne de aydınlatıcı bir kitabı olduğu halde kibirlenerek insanları ALLAH'ın yolundan saptırmak için, ALLAH hakkında tartışmaya kalkar. Ona dünyada bir rezillik vardır. Ona kıyamet gününde de yangın azabını tattıracağız.
Hac
(17) Şüphesiz, iman edenler, Yahudiler, Sabiîler, Hıristiyanlar, Mecûsiler ve ALLAH'a ortak koşanlar var ya, ALLAH kıyamet günü onların aralarında mutlaka hüküm verecektir. Çünkü ALLAH her şeye şahittir.
Hac
(55) İnkar edenler, kendilerine kıyamet ansızın gelinceye, yahut da onlara kısır bir günün8 azabı gelip çatıncaya dek o Kur'an'dan bir şüphe içinde kalırlar.
Hac
(69) Hakkında ayrılığa düşüp durduğunuz şeyler konusunda kıyamet günü ALLAH aranızda hüküm verecektir.
Müminun
(16) Sonra yine muhakkak siz, kıyamet gününde (tekrar) diriltileceksiniz.
Furkan
(11) Hayır, onlar kıyameti de yalanladılar. Biz ise o kıyameti yalanlayanlara çılgın bir cehennem ateşi hazırlamışızdır.
Furkan
(69) kıyamet günü onun azabı kat kat artırılır ve horlanmış olarak orada ebedi kalır.
Kasas
(41) Biz onları, ateşe çağıran öncüler kıldık. kıyamet günü de kendilerine yardım edilmeyecektir.
Kasas
(42) Bu dünyada onları lanete uğrattık. kıyamet gününde de onlar iğrenç kılınmış kimselerden olacaklardır.
Kasas
(61) Kendisine güzel bir vaadde bulunduğumuz ve o vaad edilen şeye kavuşacak olan kimse, dünya hayatının geçimliklerinden yararlandırdığımız, sonra da kıyamet günü (hesaba çekilmek için) huzura getirilecek kimse gibi midir?
Kasas
(71) De ki: "Ne dersiniz? ALLAH, üzerinize geceyi kıyamete kadar sürekli kılsaydı, ALLAH'tan başka hangi ilah size bir aydınlık getirir? Hâlâ duymayacak mısınız?"
Kasas
(72) De ki: "Ne dersiniz? ALLAH, üzerinize gündüzü kıyamete kadar sürekli kılsaydı, ALLAH'tan başka hangi ilah size içinde dinleneceğiniz bir gece getirebilir? Hâlâ görmeyecek misiniz?"
Ankebut
(13) Andolsun, onlar mutlaka kendi yüklerini ve kendi yükleriyle beraber nice ağır yükleri yükleneceklerdir. Uydurmakta oldukları şeylerden de kıyamet günü şüphesiz, sorguya çekileceklerdir.
Ankebut
(25) İbrahim onlara dedi ki: "Sırf aranızda dünya hayatına mahsus bir sevgi (ve çıkar) uğruna ALLAH'ı bırakıp bir takım putlar edindiniz. Sonra kıyamet gününde kiminiz kiminizi inkar edip tanımayacak; kiminiz kiminize lanet edecektir. Barınağınız cehennem olacaktır. Yardımcılarınız da olmayacaktır."
Rum
(12) kıyametin kopacağı günde suçlular hayal kırıklığı içinde ümitsizliğe düşeceklerdir.
Rum
(14) kıyametin kopacağı gün, işte o gün mü'minler ve kâfirler birbirinden ayrılacaklardır.
Rum
(55) kıyametin kopacağı gün suçlular, (dünyada) bir andan fazla kalmadıklarına yemin ederler. Onlar (dünyada haktan) işte böyle döndürülüyorlardı.
Lokman
(34) kıyametin ne zaman kopacağı bilgisi şüphesiz yalnızca ALLAH katındadır. O, yağmuru indirir, rahimlerdekini bilir. Hiç kimse yarın ne kazanacağını bilemez. Hiç kimse nerede öleceğini de bilemez. Şüphesiz ALLAH hakkıyla bilendir, (herşeyden) hakkıyla haberdar olandır.
Secde
(25) Şüphesiz Rabbin kıyamet günü, üzerinde ayrılığa düşmekte oldukları şeyler konusunda onlar arasında hüküm verecektir.
Ahzab
(63) İnsanlar sana kıyametin vaktini soruyorlar. De ki: "Onun ilmi ancak ALLAH katındadır." Ne bilirsin, belki de kıyamet yakında gerçekleşir.
Sebe
(3) İnkar edenler, "Kıyamet bize gelmeyecektir" dediler. De ki: "Hayır, öyle değil, gaybı bilen Rabbime andolsun ki, kıyamet size mutlaka gelecektir. Ne göklerde ve ne de yerde zerre ağırlığında bir şey bile ondan gizli kalmaz. Bundan daha küçük ve daha büyük ne varsa hepsi apaçık bir kitaptadır."
Sebe
(26) De ki: "Rabbimiz hepimizi kıyamet günü bir araya toplayacak, sonra da aramızda hak ile hüküm verecektir. O gerçeği apaçık ortaya koyan,2 hakkıyla bilendir."
Fatır
(14) Eğer onları çağırsanız, çağrınızı duymazlar. Duysalar bile çağrınıza karşılık veremezler. kıyamet günü de sizin ortak koştuğunuzu inkar ederler. Bunları sana hiç kimse, hakkıyla haberdar olan (ALLAH) gibi haber veremez.
Zümer
(67) ALLAH'ın kadrini gereği gibi bilemediler. Yeryüzü kıyamet gününde bütünüyle O'nun elindedir. Gökler de O'nun kudretiyle dürülmüştür. O, onların ortak koştuklarından uzaktır, yücedir.
Zümer
(60) kıyamet günü ALLAH'a karşı yalan söyleyenleri görürsün, yüzleri kapkara kesilmiştir. Büyüklük taslayanlar için cehennemde bir yer mi yok!?
Zümer
(47) Eğer yeryüzünde bulunan her şey tümüyle ve onlarla beraber bir o kadarı da zulmedenlerin olsa, kıyamet günü kötü azaptan kurtulmak için elbette onları verirlerdi. Artık, hiç hesap etmedikleri şeyler ALLAH tarafından karşılarına çıkmıştır.
Zümer
(31) Sonra şüphesiz siz kıyamet günü Rabbinizin huzurunda muhakeme edileceksiniz
Zümer
(24) kıyamet günü kötü azaba karşı yüzüyle korunan kimse, (o gün) azaptan emin olan kimse gibi midir? Zalimlere, "Kazandıklarınızı tadın" denir.
Zümer
(15) "Siz de ALLAH'tan başka dilediğiniz şeylere ibadet edin!" De ki: "Şüphesiz hüsrana uğrayanlar kıyamet gününde kendilerini ve ailelerini hüsrana sokanlardır. İyi bilin ki bu apaçık hüsranın ta kendisidir."
Mümin
(46) (Öyle bir) ateş ki, onlar sabah-akşam ona sunulurlar. kıyametin kopacağı günde de, "Firavun ailesini azabın en şiddetlisine sokun" denilecektir.
Mümin
(59) kıyamet günü mutlaka gelecektir, bunda hiç şüphe yoktur. Fakat insanların çoğu buna inanmazlar.
Fussilet
(40) Âyetlerimiz konusunda (yalanlama amacıyla) doğruluktan sapanlar bize gizli kalmaz. O halde kıyamet gününde ateşe atılan mı, yoksa güven içinde gelen kimse mi daha iyidir? Dilediğinizi yapın. Şüphesiz o, yaptıklarınızı hakkıyla görmektedir.
Fussilet
(47) kıyametin ne zaman kopacağına ilişkin bilgi O'na havale edilir. Meyveler tomurcuklarından ancak O'nun bilgisi altında çıkar, dişi ancak O'nun bilgisi altında hamile kalır ve doğurur. ALLAH onlara, "Nerede bana ortak koştuklarınız?" diye seslendiği gün şöyle derler: "Sana arz ederiz ki, içimizden onları gören hiçbir kimse yok."
Fussilet
(50) Andolsun! Başına gelen bir zarardan sonra kendisine tarafımızdan bir rahmet tattırsak mutlaka "Bu benim hakkımdır, kıyametin kopacağını da sanmıyorum. Andolsun, Rabbime döndürülürsem, şüphesiz O'nun yanında benim için daha güzel şeyler vardır" der. Andolsun, biz inkâr edenlere yaptıklarını mutlaka haber vereceğiz ve andolsun, onlara mutlaka ağır azâptan tattıracağız.
Şura
(18) Kıyamete inanmayanlar, onun çabuk kopmasını isterler. İnananlar ise, ondan korkarlar ve onun gerçek olduğunu bilirler. İyi bilin ki, kıyamet günü hakkında tartışanlar derin bir sapıklık içindedirler.
Şura
(45) Ateşe sunulurken onların zilletten başlarını öne eğmiş, göz ucuyla gizli gizli baktıklarını görürsün. İnananlar da, "İşte asıl ziyana uğrayanlar, kıyamet günü kendilerini ve ailelerini ziyana sokanlardır" diyecekler. İyi bilin ki zâlimler, sürekli bir azâp içindedirler.
Zuhruf
(61) Şüphesiz o kıyametin (kopacağının) bir bilgisidir. Artık onun hakkında asla şüphe etmeyin, bana uyun, bu doğru bir yoldur.
Zuhruf
(66) Onlar (bu tavırlarıyla) ancak, kıyamet gününün kendilerine ansızın gelmesini beklemektedirler, halbuki bunun farkında değillerdir.
Zuhruf
(85) Göklerin, yerin ve ikisi arasındaki her şeyin hükümranlığı kendisine ait olan ALLAH yücedir! kıyametin bilgisi de yalnız O'nun katındadır ve yalnızca O'na döndürüleceksiniz.
Casiye
(17) Onlara din işi konusunda açık deliller verdik. Ama onlar ancak kendilerine bilgi geldikten sonra, aralarındaki hasetten dolayı ayrılığa düştüler. Şüphesiz Rabbin, hakkında ayrılığa düştükleri şeyler konusunda kıyamet günü, aralarında hüküm verecektir.
Casiye
(26) De ki: "ALLAH sizi yaşatıyor. Sonra sizi öldürecek, sonra da kendisinde şüphe olmayan kıyamet gününde sizi bir araya getirecek, ama insanların çoğu bilmezler."
Casiye
(27) Göklerin ve yerin hükümranlığı ALLAH'ındır. kıyamet kopacağı gün, işte o gün bâtıla sapanlar hüsrana uğrayacaklardır.
Casiye
(32) "Şüphesiz, ALLAH'ın va'di gerçektir, kıyamet hakkında hiçbir şüphe yoktur" dendiği zaman ise; "Kıyametin ne olduğunu bilmiyoruz, sadece zannediyoruz. Biz bu konuda kesin kanaat sahibi değiliz" demiştiniz.
Ahkaf
(5) Kim, ALLAH'ı bırakıp da, kıyamet gününe kadar kendisine cevap veremeyecek şeylere tapandan daha sapıktır? Oysa onlar, bunların tapınmalarından habersizdirler.
Muhammed
(18) Onlar kıyametin kendilerine ansızın gelmesinden başka bir şey beklemiyorlar. Muhakkak onun alametleri gelmiştir (ama öğüt almıyorlar). kıyamet kendilerine gelip çatınca öğüt almaları kendilerine ne fayda verecek?
Kamer
(1) kıyamet yaklaştı ve ay yarıldı.
Kamer
(46) Hayır, kıyamet, onların (görecekleri asıl azabın) vaktidir. kıyamet (azabı) ise daha müthiş ve daha acıdır.
Vakıa
(2) Kesin gerçekleşecek (olan kıyamet) koptuğu zaman, onun kopuşunu yalanlayacak kimse olmayacaktır.
Mücadele
(7) Göklerdeki ve yerdeki her şeyi ALLAH'ın bildiğini görmüyor musun? Üç kişi gizlice konuşmaz ki, dördüncüleri O olmasın. Beş kişi gizlice konuşmaz ki altıncıları O olmasın. Bundan daha az, yahut daha çok da olsalar, nerede olurlarsa olsunlar, O mutlaka onlarla beraberdir. Sonra onlara yaptıklarını kıyamet günü haber verecektir. ALLAH her şeyi hakkıyla bilir.
Mümtehine
(3) Yakınlarınız ve çocuklarınız size asla fayda vermeyecektir. kıyamet günü ALLAH aranızı ayıracaktır. ALLAH, yaptıklarınızı hakkıyla görendir.
Kalem
(39) Yahut bizden, her ne hükmederseniz mutlaka öyle olacağına dair kıyamete kadar sürecek kesin sözler mi aldınız?
Hakka
(1) Gerçekleşecek olan kıyamet!
Hakka
(2) Nedir o gerçekleşecek olan kıyamet?
Hakka
(3) Gerçekleşecek olan kıyametin ne olduğunu sen ne bileceksin?
Kıyame
(1) kıyamet gününe yemin ederim.
Kıyame
(5) Fakat insan önünü (geleceğini, kıyameti) yalanlamak ister.
Kıyame
(6) "O kıyamet günü ne zaman?" diye sorar.
Naziat
(42) Sana, kıyametin ne zaman kopacağını soruyorlar.
Naziat
(46) kıyameti gördükleri gün onlar, sanki dünyada ancak bir akşam, yahut bir kuşluk vakti kadar kalmış gibidirler.
Mutaffifın
(15) Hayır, şüphesiz onlar, kıyamet günü Rablerini görmekten mahrum bırakılacaklardır. |
|
|